Turumuza siz kıymetli misafirlerimizi belirlediğimiz duraklardan aldıktan sonra başlıyoruz, Bergama'ya doğru yola çıkıyoruz. Yolda verdiğimiz kahvaltı molasından sonra gezeceğimiz noktalar ;
Asklepion
‘’Ölümün Yasaklandığı, Vasiyetnamelerin Açılmadığı Yer”
Modern tıbbın ve eczacılığın merkezi olan ve antik çağın en büyük 3 sağlık yurdundan biri olan Bergama Asklepion’u, İ.Ö. 4yy’de Sağlık Tanrısı Asklepios’a adanarak yapılmış ve İ.S. IV. yüzyıla kadar ünlü bir tedavi merkezi olarak etkinliğini sürdürmüştür.
Üç temel öğe olan perhiz, sıcak ve soğuk banyo ile beden hareketlerinden oluşan tedavi şekillerinin yanında buluntulardan, küçük operasyonların da yapıldığı anlaşılan Asklepeion’da ilaçla, şifalı bitkilerle, müzikle, su sesi, telkin ve rüya tabirlerine dayalı psikoterapi, çamur ve güneş banyolarıyla tedavi yöntemleri uygulanırdı.
Nebiler (Aşıklar) şelalesi
Dikilinin nebiler köyünde bulunan aşıklar şelalesinin hikayesi;
Aşıklar Şelalesi'nin oluşumu, rivayetlere göre Yörük Ali’ye gönlünü kaptıran Peri Padişahın kızı Sümeyra’nın büyük aşklarının bir ömür sürmesi ve hiç ayrılmamaları için, Tanrı’ya yaptıkları dualar neticesinde, Tanrının onları bir Şelaleye dönüştürmesi ile hiç bir zaman ayrılmamalarını sağlamıştır. Bu şelale bundan dolayı Aşıklar şelalesi adını almıştır.
Kozak Yaylası
Madra Dağı’nındaki Kozak Yaylası, ismini çam kozalağından alıyor. Yayla silme fıstık çamı dolu. Yayla deyince aklınıza Karadeniz’deki gibi dağın üzerindeki dar bir plato gelmesin, Kozak’ı daha çok dağda ucu bucağı olmayan bir orman gibi düşünebilirsiniz. İçinde 16 adet köy var.
Demircidere Köyü
Kozak yaylasının 16 köyünden biri olan Demircidere köyünde hem müze ziyareti yapıyoruz hem de dinlenmek için vakit ayırıyoruz.
Ulu cami
Bergama Ulu Cami. Kesme taştan dikdörtgen planlı olarak inşa edilen cami, 1399 yılında Sultan Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılmış ve 1905 ile 1949 yıllarında yeniden onarılmış.
İbadet mekanı dört payenin taşıdığı, sekizgen kasnaklı, aynı eksen üzerinde üç kubbe ile örtülmüş olan Bergama Ulu Cami'nin ibadet kısmının girişi yan tarafta yer alıyor. Bergama Ulu Cami'nin, Selçuklu sülüsü ile yazılmış girift bir kitabesi de bulunuyor.
Bergama Ulu Cami'nin yanında, 38 metre yüksekliğindeki minaresi yer alıyor. Bu minare de 1949 yılında yeniden restore edilmiş.
Parşömenci ziyareti
Türkiyedeki tek parşömenci yi geziyoruz
M.Ö. 2400 yıllarında en önemli yazı maddesi olarak papirüs ortaya çıktı. Papirüs, Nil Nehri kıyılarında yetişen, yapraksız, üçgen gövdeli kamıştan yapılmış olup, çok uzun yıllar metinler bu yazı maddesi üzerine yazılmaktaydı.
M.Ö. 190 yılına gelindiğinde, İskenderiye Kütüphanesi ile Bergama Akropol Kütüphanesi arasında bir tür zenginlik savaşı ile beraber rekabet başladı. O dönemde en kullanışlı yazı malzemesi papirüstü ve o da Mısır’da üretilmekteydi.
Atina’da Neleus kendi arşivindeki ünlü kitaplarını açık arttırma ile satışa çıkardı. Bu açık arttırmaya İskenderiye Kütüphane Müdürü ile Bergama Akropol Kütüphane Müdürü katıldı. Bu rekabetin sonucunda Bergama Kütüphane Müdürü kitapların ağırlığı kadar altın vererek kitapları satın aldı. Bu olay, hem Yunan, hem Mısır hem de Anadolu’da büyük ses getirdi. Mısır Krallığı bu rekabetten aldığı ağır yaranın sonucunda, kendileri için çok büyük gelir kaynağı olan papirüsün Bergama’ya satışını yasaklayarak İskenderiye Kütüphane Müdürü’nü görevden alırlar. Bergama ise bu durumda yazı materyali açısından zor durumda kalmış olup önemli bir krize girmiştir. Bu krizi önlemek için Bergama kralı II. Eumenes yeni bir yazı malzemesi bulunmasını emrederek, papirüse alternatif bir yazı maddesi bulanı ödüllendireceğini açıklar. Ve çok geçmeden sanatçı Krates, krala oğlak derisinden özel biçimde hazırlanmış, üzerinde yazı yazılabilir bir örnek getirir. İstenilen kullanışa elverişli görülen bu kağıtlar daha sonra, bilim dünyasının yolunu ışıtacak olan parşömen adını alacaktır. Krates’in yardımcısı İrodikos ise derileri daha ince bölümlere ayırarak istenildiği gibi kullanılacak duruma getirir. Bu kağıda da Bergama kağıdı (Charta Pergamena) adı verildi. Bu ad ise türlü kullanışlardan sonra bugünkü dilimizdeki parşömen adını aldı. İlk parşömenler oğlak derisinden yapılmıştır.
Bergama kalesi
Bergama akropolü gezildikten sonra dönüş yolculuğuna geçiyoruz.
Ücrete dahil olanlar :Ulaşım,Serpme kahvaltı, rehberlik hizmeti, araç içi ikramlar.
Ücrete dahil olmayanlar: müze ören yeri girişleri, her türlü kişisel harcama