KONYA TURU
Gece siz değerli yolcularımızı servis noktalarından aldıktan sonra Konya Turu yolculuğumuza başlıyoruz.
Sabah aldığımız serbest kahvaltıdan sonra sırasıyla gezilecek noktalarımıza başlıyoruz.
Mevlana Türbesi ve Müzesi
Bugün müze olarak kullanılmakta olan Mevlâna Dergâhı’nın yeri, Selçuklu Sarayı’nın Gül Bahçesi iken bahçe, Sultan Alâeddin Keykubad tarafından Mevlâna’nın babası Sultânü’l-Ulemâ Bâhaeddin Veled’e hediye edilmiştir. Sultânü’l-Ulemâ 12 Ocak 1231 tarihinde vefat edince türbedeki bugünkü yerine defnedilmiştir. Bu defin gül bahçesine yapılan ilk defindir. Sultânü’l-Ulemâ’nın ölümünden sonra kendisini sevenler Mevlâna’ya müracaat ederek babasının mezarının üzerine bir türbe yaptırmak istediklerini söylemişlerse de Mevlâna "gök kubbeden daha iyi türbe mi olur" diyerek bu isteği reddetmiştir.
Alaeddin Tepesi
11. yüzyılın sonlarında Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olan Konya’nın ulu camisi ve Selçuklu sarayı Alaeddin Tepesinin kuzeyine inşa edildi. Caminin avlusuna 2.Kılıçarslan ve I. İzzeddin Keykavus tarafından birer türbe inşa edildi. II. Kılıçarslan’ın türbesi, kendisinden sonraki yedi sultanın daha gömüldüğü yerdir.
Karatay Medresesi
Konya Çini Eserler Müzesi olarak kullanılan Karatay Medresesi, Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykâvus zamanında Emir Celâleddin Karatay tarafından 1251 yılında yaptırılmıştır. Medresenin iç mekânları mozaik ve plaka çiniler ile kaplanmıştır. Mimarının Muhammed bin Havlan olduğu tahmin edilmektedir. Medrese, Selçuklular devrinde hadis ve tefsir ilimleri okutulmak üzere “Kapalı Avlulu Medrese” grubunda beden duvarları taştan, kubbe ve tonozlar tuğladan inşa edilmiştir. Sille taşından inşa edilmiştir. Tek katlıdır. Giriş doğudan gök ve beyaz mermerden yapılmıştır.
İnce Minareli Medrese
Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykâvus Devrinde Vezir Sâhib Atâ Fahreddin Ali tarafından, hadis ilmi okutulmak üzere 1264 yılında inşa ettirilmiştir. Yapının mimarı Keluk bin Abdullah’tır. Selçuklu Devrinin “Kapalı Avlulu Medrese” grubunda olup, tek eyvanlıdır. Doğusunda yer alan taç kapı, Selçuklu Devri taş işçiliğinin en güzel ve nadîde örnekleri arasındadır.
Sultan Selim Camii
Mevlâna Müzesinin yanında bulunmaktadır. II. Sultan Selim’in Konya Valiliği sırasında 1558 yılında yapımına başlanmış ve 1567 yılında tamamlanmıştır. Klâsik Osmanlı mimarîsinin Konya’daki en güzel örneklerinden biridir. Plan itibari ile İstanbul’da bulunan Fatih Câmiine benzemektedir. Merkezî kubbe ile örtülü mekân tek yönden yarım kubbe ile genişletilmiştir. Yedi kubbeli son cemaat mahalli ile iki minaresi bulunan câminin iç mekânı kalem işi ile tezyin edilmiştir.
Aziziye Camii
Kesme Gödene taşı ile yapılan mâbed son dönem Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerindendir. Yerindeki 1671-1676 yılları arasında Şeyh Ahmed eliyle yaptırılan câmi yandığı için 1867’de Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Valide Sultan adına yeniden bugünkü câmi yaptırılmıştır. Türk Baroku üslûbunda yapılan, pencereleri kapılarından daha büyük olan câminin altı mermer sütuna oturan üç kubbeli son cemaat yerinin iki ucunda kaideleri şadırvanlı, üzeri ferah kubbe ile örtülü iki minare dikkat çeker.
Sadrettin Konevi Camii
Sadreddin-i Konevi, İlçemizde 13’üncü Yüzyılda Mevlana Celaleddin-i Rumi ile aynı dönemde ve mekanda yaşamış, kalplerimizi ve ruhlarımızı onaran, manevi mimarlarımızdan olan önemli bir şahsiyettir. Caminin Sadreddin Konevi’nin türbesinin camii bahçesinde olmasıyla ayrı bir önemi vardır. Sadreddin Konevi, içerisinden çıktığı Türk-İslam düşüncesini, Anadolu İslam Anlayışını, özellikle de Osmanlı toplumunun ilim ve kültür hayatını derinden etkileyen fikirler üreten, Konya’ nın oduğu kadar Anadolu topraklarının da iftihar ettiği tarihi bir şahsiyettir. O, hayatının her safhasında benzemek istediği Hz. Peygamberin hayatını yaşamış, ecdadımızın düşünce ufuklarında derin izler bırakmış birisidir.
Şems-i Tebrizi Türbesi
Mevlana Celaleddin Rumi’nin hayatında en önemli değişimi Şems-i Tebrizi ile karşılaşmasıyla başlar. Şems, Mevlana’nın hayatında yeni ufukların açılmasını sağlamış, onun kamil bir halk aşığı olma yolculuğunda yoldaşı olmuştur.
Meram Bağları
Meram, Takkeli dağın güney-doğu eteklerindeki vadiye kurulmuştur. Eski Meram Bağları, şehrin 5-6 km. batısından başlayıp, Dere’ye ulaşan yeşil vadiye kadar uzanır. Tarih boyunca suyu, havası ve bağları seyahatnamelere, dîvânlara konu olmuş, ünü bütün dünyaya yayılmıştır. Bugün çevresi ormanlarla kaplı güzel bir mesire yeridir. Ayrıca çay bahçeleri ve lokantalar bulunmaktadır. Meram’da; Selçuklular Döneminde yapılmış olan Meram Hamamı, Meram Köprüsü, Tavus Baba Türbesi, Hasbey Mescidi ve Dârü’l-Huffâzı ziyaret edilebilir.
Sille Köyü
Konya’nın Selçuklu ilçesine bağlı 5 bin yıllık tarihi yerleşim yeri Sille Mahallesi, tarihi kaynaklarda farklı kültürlerin bir arada yaşadığı, erken Hristiyanlık döneminin önemli bir merkezi olarak geçiyor.
Duvar ve pencerelerinde Roma dönemine ait malzemelerin kullanıldığı Aya Elena Kilisesi, milattan sonra 327 yılında Bizans İmparatoru Constantin’in annesi Helena tarafından, ilk Hristiyanlık dönemine ait oyma mabetlerden etkilenilerek yaptırılmış mimarisi ile dikkati çekiyor.
Sille’de, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait camiler, hamamlar, çeşmeler, köprüler gibi Türk-İslam eserleri de bulunuyor.
Servis Güzergahları
ÜCRETE DAHİL OLANLAR: *Katılım sayısına göre araçla ulaşım *Seyahat sigortası *Rehberlik hizmetleri,araç içi ikramlar
ÜCRETE DAHİL OLMAYANLAR: Sabah Kahvaltısı- Öğlen yemeği*hertürlü kişisel harcama *müze girişleri ,
NOT: Yol yoğunluğu, trafik, sis ve hava şartlarına bağlı olarak İzmir’e varış saatimiz planlanandan geç olabilir. Dönüş saati için net bir saat verilmez, program akışına göre ortalama saat belirtilir.
*** Tur dönüşü misafirlerimiz alınan noktalara bırakılır ***
MAİL :info@versiyonturizm.com
GSM:0543 499 75 47 - 0549 768 35 00
TEL: (232)271 01 11
FAKS:(232)271 01 12